Ahmet Kaya 28 Ekim 1957, Malatya doğumlu Halk müziği ve Özgün müzik tarzında eserleri olan sanatçımız. Ailenin beşinci çocuğudur. Babası işçiymiş, annesinin ev hanımı olduğunu tahmin ediyorum. Müzikle altı yaşlarında babasının hediye etmiş olduğu bağlama ile tanışmıştır. Geçim sıkıntısıyla göç etmek zorunda kalan bir ailede büyümüş ve İstanbul’a geldikleri zaman da küçük şehirden büyük şehre geldikleri için sıkıntı çekmişlerdir.
Müzik hayatı bağlama ile başlamış ancak orada bırakmamış, ailesine destek olmak amacıyla okuldan arta kalan zamanlarında plak ve kaset satan dükkanda çalışmaya başlamış tabi bunun da müzik hayatına etkisi illaki vardır. Dernek toplantılarında bağlama çalışmışlığı da var, askerlikte askeri orkestrada müzik çalışmaları yapmışlığı da.
1985 yılında ilk albümünü çıkarmıştır. Ağlama Bebeğim ilk albümüdür. Tarz olarak genellikle toplumsal meseleler üzerine çalışmalar yapmıştır. Dinlediğiniz zaman eminim çoğunuzun içinden bir şeyler kopar ve bir şeyleri hissedersiniz. Şarkılarında sizi derinden etkileyen sözleri ve müziği vardır. İçinde yaşanmışlık olduğunu hissedersiniz.
Toplamda 20 albümü vardır Kaya’nın. Ancak ölümünden sonra 6 tane daha yayınlanmıştır. Söz ve bestenin içinde bulunduğu şarkı sayısı ise 180 dir. Elimize ulaşmayan daha fazla olduğuna eminim. Yorumladıkları için ise kesin sayı tutturmak çok güç.
Sesindeki yanıklıktan gerçek bir sanatçı olduğunu, sanatını sadece para için değil hissedip paraya sonrasında dönüştürdüğü izlenimini alıyorum. Herkesin hayatında olduğu gibi onun da hayatında zorluklar ve badireler vardır fazlaca.
Paris’teki evinde Hoşçakalın Gözüm isimli albümünün kayıtlarını yaparken vefat etmiştir. Tarih 16 Kasım 2000 dir. Acaba ölümünü hissedip de mi bu albümü aklına koymuştu tartışılır.
Ölümünden sonra ödüller almıştır. Oysaki o devamlı “Öldükten sonra değil yaşarken anlayın beni.” demiştir. Her zaman öyle değil miyiz aslında sevdiklerimizin kıymetini tam olarak yaşarlarken gösterebildik mi? ‘Ölürler, yaşayanlardan daha çok çiçek alır çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür.’ Sözünün doğruluğu burada da bir kez daha gözler önüne seriliyor.
2013 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nden biri de Ahmet Kaya’nındır.
1. Arka Mahalle
1995’te yayınlanan Beni Bul adlı albümünün şarkılarındandır.
Şarkının bazı yerleri bana genel amacından uzak şeyler hissettiriyor. (Tabiki herkesin hissi farklı olacak benimkisi de laf işte.) Annemle çoğu şeyi paylaşan bir insan olarak ‘Başıma neler geldi sana diyemedim’ kısmında annemi anımsıyorum mesela. (Rabbim uzun ömürler versin.) Her gün her saniye o kadar olay yaşıyoruz ki bazılarını demek istesek de unutturuyor Yaradan.
‘Bağıra bağıra yazdım seni içime bir kez olsun yüzünü güldüremedim.’ Ne acı değil mi çabalayıp da tesir edememek, uğraşıp didinmek ancak karşındakinin buna hiç önem vermemesi.
2. Hep Sonradan
1990 yılında yayınladığı Sevgi Duvarı adlı albümünün içindeki şarkılardandır.
Hep sonradan gelir aklım başıma diyor hep sonradan sonradan. Aynı benim gibi, bir şeyleri yaptıktan sonra dank eder bana da şunu şöyle yaptım ama diye. Yine de yapılanlardan pişman olmamak gerek çünkü her ne kadar sonradan gelse de akıl başa, bir şeyler artık olup bitmiştir ağlasak da pişman da olsak geri getirmek mümkün olmuyor ki geri dönüp de düzeltsek. Yeni tecrübe kazandığımızı aklımıza getirip her zaman önümüze bakmamız gerek yoksa bu hayat çekilmez bir hal alır.
3. Kum Gibi
- Albümü olan Şarkılarım Dağlara’nın içindeki şarkılardandır.
Karşısındakine sitemini gösteriyor yaşanılanları kum gibi ezip geçme diyerek. Bir şeyler olup bittikten sonra yok sayma politikasına giriyoruz ya diğer tarafın neler yaşadığını bilmeden her şeyi yok sayıyoruz sanki olmamış gibi hiç yaşanmamış gibi…
4. Nereden Bileceksiniz
- albümü olan Dosta Düşmana Karşı’nın içinde olan bir şarkıdır.
Kimse kimsenin içinde filizlenen duygulardan haberi yoktur. Ya da bir davranışı neden yaptığını bilmezler tam olarak. İşte bunu en iyi anlatan şarkılardan biridir Nereden Bileceksiniz. ‘Siz benim neden sustuğumu nereden bileceksiniz?’ bilemeyiz, tahmin etsek de tahminlerimiz de içimizde yaşanan fırtınalara tam olarak oturmaz zaten.
5. Öyle Bir Yerdeyim Ki
İkinci Albümü olan Acılara Tutunmak’ın içinde olan bir şarkıdır.
Yürek yakan şarkılardan biri olduğu için günümüzde genellikle diziler cezaevi bölümlerde bu şarkıyı çalarlar. Dinlediğim zaman benim de içimi cız eden bir şarkı ne yalan söyleyim. Hele bir de Selda Bağcan girer vokal olarak ki değmeyin hissedilenlere, kelimeler kifayetsiz kalır. ‘Yaprak döker bir yanımız bir yanımız bahar bahçe’ demiş çok da güzel demiş. Ne kadar acı çeksek de acının tam olduğu zamanda kalmıyoruz zaman ilerliyor ve her yeni doğan gün bizlere yeni umutlar veriyor. İçimizdeki yaşama sevinci gitse de, güzel şeylerin olacağı dürtü gitmiyor.
Oy verin
Bu liste sizin gibi ziyaretçilerimiz tarafından oluşturuldu. Sizde bir liste Oluşturun!